Haber

İlk ve Son Sözü O Söyledi: Genel Seçimlerin En Büyük Belirleyicisi 2018 Sonrası Ekonomi

14 Mayıs seçimleri öncesi temel belirleyici ekonomidir. Bir yanda geçim mücadelesi veren halk, diğer yanda uzmanların ısrarla karşı çıktığı ekonomik programa bağlı kalan bir yönetim, diğer yanda uzmanlardan oluşan kalabalık bir kadro olan muhalefet. ekonomi normale dönecek, el ele gidiyoruz. Ekonomik modelde hedeflenen gerçekleşmeler ters yönde ilerlerken, fiyat artışlarıyla telafi edilmeye çalışılan satın alma gücündeki erime hızı da artıyor. Piyasalardaki dengeleri değiştirecek tedbirler alınırken ekonominin son yıllardaki raporuna bakmak fikir vermektedir. Buyrun.?

2018 yılında yapılan son seçimlerle birlikte Türk siyasetinde yeni bir dönem başladı. 5 yıldır Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile yönetilen Türkiye’de ekonomik veriler ne diyor?

İsmet Özkul’un Ekonomim’de paylaştığı birbirinden değerli grafikler birçok içerikte tek tek yer alırken, bunları ortada görmek dikkat çekiyor. 15 tane daha paylaşılan grafiği bağlantılı grafikler olarak gruplandırdık.

Özkul, seçimler için “Tamam mı, devam mı?” Karar verme zamanı derken, 2010-2015 aralığındaki veriler eşliğinde sadece ekonomiyi ele alıyor.

Büyüme son 5 yılda hem iç hem de dış dinamiklerle mücadele ederken dolar bazında milli gelir neredeyse 5 yıl öncesi seviyesinde.

Kişi başına düşen gelir daha düşükken ‘dünyanın 10. büyük ekonomisi’ olma yolunda ‘ilk 20’den düşme ihtimali’ ile karşı karşıya kaldık.

Özellikle 2021 yılından bu yana büyüme enflasyonla birlikte olurken bir yandan da ‘son derece sağlıksız ve riskli sonuçlar’ veriyor.

İhracata dayalı model ile son iki yılda dış ticaret açığı hızla artarken, bunu cari açık izledi.

Cari açık 55 milyar doları aştı, dış ticaret açığı 120 milyar dolara yaklaştı.

Cari açık milli gelir oranı yüzde 5,4 seviyesinde ki bu çok riskli bir bölge.

Uzun yıllardır uygulanan, liderlerin ve rezervlerin feda edildiği düşük faiz politikasında TCMB faizleri düşerken, mevduat ve kredi faizleri 5 yıl önceki seviyelere yakın seyrediyor.

5 yıl öncesine bakıldığında en üst sıralarda yer alan piyasa faizleri de birer risk göstergesi haline geliyor. Ticari kredi faizi, yani bankaların yatırım amaçlı verdikleri kredilerden elde ettikleri faiz, mevduat faizinin yani bankaların topladıkları paralar için ödedikleri ölçünün çok altındadır. Bu ‘finansal sistem’ için bir risk haline geliyor.

Halkın hissettiği enflasyon kısmına gelince, “özellikle alt gelir gruplarının faturası çok ağırdı.”

Enflasyondaki yükselişin yanı sıra işsizlik de çift haneli rakamlarda kaldı.

Geniş tanımlı işsizlik yüzde 20’nin üzerindeyken, önceki tablolarda da görüldüğü gibi ’emeğin milli gelir içindeki payı’ çok hızlı değer kaybetti. 5 yılda ’emek’ 4’te 1 oranında tasfiye edilirken, gelir dağılımı eşitsizliği arttı.

En güçlü ve en fakir kesimlerin oluşturduğu yüzde 5’lik gelir kümelerinin ortasındaki uçurum, uçurum düzeyine ulaştı.

Son 5 yılda dış borç yükü artarken iç borçlar 4 katına çıktı.

Bütçe açığı 5 yıl öncesine göre 7 kat fazla olurken, son dönemde artış hızlandı.

2021 yılında “Türkiye Ekonomi Modeli”nin devreye girmesiyle cari fazla, “dış ticaret fazlası hedeflerinin tam tersi” oldu.

Merkez Bankası rezervlerindeki erime arttı. ‘Borçla batar hale geldi’ denilirken, döviz kurlarındaki baskılara rağmen 5 yıl öncesinin yaklaşık 5 katına çıktığı dikkat çekiyor.

Bu tabloların ışığında ekonominin bu seçimde etkili olması bekleniyor. Ne düşünüyorsun? Yorumlarda buluşalım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu